Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıSadi AKTAŞİÇİMDEN DEDİM [ Arama ]

İÇİMDEN DEDİM
Başlık İÇİMDEN DEDİM
Tarih 01.06.2011
Gönderen Editör

 

İÇİMDEN DEDİM

 

         İbrahim Tenekeci’nin Mırıldanmalar adlı şiirini defalarca beğeniyle okuduğumu hatırlıyorum. Ama bizimle, bu topraklarda yaşayan insanlarla şiir arasında daha önce alaka kurduğumu hatırlamıyorum. Farklı bir tepeden şiire bakınca istedim ki buradan gördüklerimi sizlerle paylaşayım. Şiirin tamamını paylaşacak değilim, okumak isteyenler şiire ulaşıp okuyabilirler.

 

         Şiirin başında; şair gemilerini sular taşıyamayacak olsa da beraber yürümeyi diliyor sevdiğiyle. Bizim gemiler sular altında kalalı uzun zaman oldu. Aynı geminin içerisinde taşındık dört bir yana. Eski günleri özlemle yâd edenlerle dolu etrafımız. Bir daha aynı gemiye binmeyi cesaret edecek birilerinin olmayışıyla, eskiye özlem duymak tezat oluştursa da ne özlem duymaktan vazgeçebiliyoruz ne bir daha birlikte gemiye binebilmeye cesaret edebiliyoruz…

 

         Birlikte yürümek, buralarda en çok dillendirilip en az yapılan şey. İki cümleyi bir araya getirmeyi beceremeyenlerin cesaretlerinin yanına dahi yaklaşamamak ne acı. İlk adımı hep birilerinden bekleyenler ayaklarının kendilerini her zaman istedikleri yere götüreceğinden ne kadar eminler?  Hemen burada İçimdeki Deniz filminden de kısa bir alıntı yapmak isterim. Filmin kahramanı ötenazi yapmak isteyen Julia Ramon. Kendisine neden ölmek istediği sorulduğunda Ramon şöyle diyor:

         "Bakın, şurada oturuyorsunuz, iki metre yakınımda. İki metre dediğiniz nedir ki? Bir insan için çok önemsiz bir mesafe. Benim içinse, size ulaşabilmek ve dokunabilmek için gerekli olan o iki metre, olanaksız bir seyahat…  Bir hayal... Bir rüya... İşte bu yüzden ölmek istiyorum."

         Ramon’un istediklerinin daha ağırını istiyor umudunu yitirmiş niceleri. Buralar için bir şey yapma sevdasında olanların samimiyetine de inanmıyorlar üstelik. İnsanın umudunu kaybetmesinin ne demek olduğunu hiç umutsuzluğa düşmemiş birisi bile kolaylıkla anlayabilir. Onun için umut tacirleri umut aşılayarak bir şeylerin ayakta kalabileceğine inanıyorlar. Ben aksine bir gün bizim için gördükleri rüyaların sonları olacağını düşünüyorum.

         Aynı filme bir kez daha dönüp babanın ötenazi davasının karara bağlanacağı sahnede söylediklerine kulak kabartacak olursak, şunları duyarız babadan: "Bir oğlun ölmesinden daha kötü tek şey var, onun ölmek istemesi"

         Buralarda her şeyin kötüye gittiğini görenlerin üzüntüleri her şeyin kötüye gitmesiyle sınırlı değil, asıl üzücü olan artık çıkış yolu olmayan nicelerinin bu sonun bir an önce gelmesini dilemesi.

         Huzur buraları terk edeli epey zaman oldu. İnsanlar bu haldeyken birileri kalkıp huzurlu olduğunu iddia edip, insanlara huzur aşılamaya çalışabilir ama pekte mazisi olmayan sokaklarda dolaşan kalabalıkları dinleme cesaretinde bulunurlarsa gerçeğin hiçte düşündükleri gibi olmadığını anlayacaklardır.

         Kalesi düşmüş bir şehrin hiçbir cazibesi kalmasa da, huzur denen sevgili bizi terk etse de şair sevgiliye yinede şu şekilde seslenerek sonlandırıyor şiiri:

         "İçimden dedim, gömülü bir ırmağın yalnızlığıdır bu

         Beraber yürüyelim olur mu?

Oyu Puanı: 43 - Ortalama: 4.44

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 3 (0 Kayıtlı Üye 3 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri