Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıOrhan SAMSATLIOĞLUÜZERLİK (UZELIG) [ Arama ]

ÜZERLİK (UZELIG)
Başlık ÜZERLİK (UZELIG)
Tarih 04.01.2021
Gönderen Editör

ÜZERLİK (UZELIG)

          Tarihî Samsat. İlçenin kuzeydoğusundaki son evler, Kadir Aslan, Ömer Aslan ve Müslüm Taş’ın evleri. En ucda da Abdullah Erdem’in değirmeni. Bu evlerle kale arasında geniş bir boşluk. Yaz kış yeşillik ve çimenlik. Buraya yöresel isimle ‟Korta Hemame„ diyoruz. ‟Hamam çukuru„ anlamında. Yazın, hasat mevsiminde burası harman yeri olarak kullanılır. Orakla biçilip şırğa denen hayvan yükleriyle taşınan ekinler buraya yığılır. Döven ile öğütülür. Tınaz makinesi ile taneler samandan ayrılır. İki ay süren bir şenlik, bir eğlence, bir imece ve etkinlik…

          İşte bu alanda bahar aylarında kendiliğinden yetişen bir ot var. Adı, üzerlik otu. Analarımız ve ninelerimiz, buna yöresel Kürtçe ile ‟Uzelıg„ diyorlar. Üç beş adım aralıklarla öbek öbek çıkıyor. Kırk elli santim uzunluğunda şemsiye gibi kümeler ve öbekler. Her dalın ucunda nohut büyüklüğünde üzerlik tohumları… Olgunlaştıklarında yeşilden hafif pembeye doğru renk değiştiriyor. Bu durum, tanelerin toplanma zamanının geldiğini gösteriyor. İşte o günlerde o alan, genç kızlarla ve kadınlarla dolar. Hepsi üzerlik toplamakta. Her gün sabah kahvaltısından sonra başlar üzerlik hasadı. Bir iki saat içinde yeteri kadar toplanmıştır. Biraz sonra evlere gidilecek ve toplanan bu nohut gibi üzerlikler ipliklere saplanacak.   

          İpliğe saplama, dizme işi imece ile yapılır. Ucunda dikiş iğnesi bulunan ipliğe tesbih gibi saplanır. Her ipliğin uzunluğu kırk-elli santim. Otuz kırk dizi hazırlandıktan sonra, sıra eşkenar üçgen şeklindeki iki simetrik bölüme gelir. Elli altmış santimlik bir cetveli andıran özel renkli bez kaplı tahtanın alt ve üst tarafı göz göz üzerliklerle örülür ve simetrik iki üçgen elde edilir. Üçgenin bir üstü, asılmak için bir kulpa bağlı.  Alt kısmına da önceden dizilen  kırk-elli santimlik diziler dikey olarak bağlanır. Üçgen örgünün araları, dikey dizilerin araları rengarenk ufak bezlerle ayrıca süslenir. Bu bezler de ipliklere saplıdır. Bezlerle üzerliğe halı ve kilimlerinkine benzer özel desenler verilmiştir. Evin genç kızı, gelini ve diğer çocuklarının ortaklaşa çalışmasıyla, iki üç saat içinde bir üzerlik hazırdır. Artık, evin uygun bir yerine asılıp kurumaya bırakılabilir. 

          Orta halli aileler için aynı zamanda bir kazanç ve gelir kapısı. Sonbaharda, üzerlik  hasadı ve imalatının bitiminde şehirden (Adıyaman’dan) üzerlik alıcıları gelecek ve hepsini satın alıp gidecek. Fiyatlar, üzerliğin ebadına ve süsüne, desenine göre değişir. İkibuçuk liradan tutunuz, beş, yedibuçuk, on liraya kadar… 

          Üzerliğin  bir de bitkisel şifa özelliği var. Tütsü otu ve nazar otu olarak da kullanılıyor. Çok acı  bir tada sahip. Az miktarda bir tutamı çay gibi demlenip içildiğinde nezleye, gribe, boğaz ağrılarına iyi geldiği de söyleniyor. Fakat aşırı derecedeki acılığından dolayı, bu haliyle kullanan yok. Analarımız, ninelerimiz, onu daha çok nazar otu olarak kullanıyor. Nazar değdiği tahmin edilen her kim ise  bir yere oturtuluyor. Bir tabağa veya faraşın içine külle karışık ateş (köz) konuyor. Bunun üzerine bir pençe üzerlik ve biraz da tuz dökülüyor. Biraz sonra evin, odanın içi bir tütsü dumanıyla dopdolu… Tabaktaki  veya faraşdaki tütsü, nazara uğradığı varsayılan kişinin başında birkaç  kez gezdiriliyor. Tütsüyü elinde bulunduran evin yaşlısı(anne veya nine) o duman ve kokudan dolayı  mecburen esnemeye başlıyor. Defalarca, üst üste… Bu esneme çok güzel ve anlamlı. Esneyen kişi, bu esnemeleri, nazar değmenin belirtisi sayıyor(!). Onun için, ne kadar esnerse, o kadar iyi… Yani, işlem yerinde ve beklenen sonucu verecek demek…  

          İşte biz, yıllarca üzerliğin bu özelliklerini izledik, gözledik ve yaşadık. Üzerlik, birçoğumuza hem bir bitkisel şifa hem de bir gelir kaynağı oldu. Taa ki baraj gelip onu da yutana kadar. Şimdi tek tük bazı evlerde eskimiş, kurumuş, birçok taneleri dökülmüş, renkli süs çaputları solmuş olarak asılı vaziyette bize bakıyor. Mahzun ve kederli olarak… Beli bükülmüş, nesli tükenmiş vaziyette… Hey gidi günler hey!.. Baraj, bir üzerliği bile bize çok gördü… Gel de hayıflanma!..

Oyu Puanı: 3 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 1 (0 Kayıtlı Üye 1 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri