Geride bıraktığımız Elazığ-Malatya depremi vesilesiyle hayatını kaybeden kardeşlerimize Cenabı Allah’tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Rab’bim vatanımızı ve milletimizi her türlü afetlerden korusun inşallah!..
Devletimizin ve hükümetin bütün maddi ve manevî imkanlarını seferber ederek depremzede kardeşlerimizin yanında olması, yaralarını sarmaya çalışması gayet güzel. Allah razı olsun.
En son yaşanan bu doğal afetten sonra Samsat’ımızın yaşadığı o iki deprem dolayısıyla Samsat’tan, Samsatlıdan bahsetmek ihtiyacını duyduk. Amacımız; hiçbir etkili ve yetkiliyi, yerel ve mülkü yöneticiyi, siyasetçiyi eleştirmek, suçlamak değildir. Keza; hiçbir hemşehrimizi tahrik etmek, yönlendirmek, kışkırtmak gibi bir niyetimiz de yok. Sadece “Samsat, Samsatlı kimdir, nedir, nasıldır„ sorularını sorarak cevaplarını paylaşmak istedik, o kadar… İşte bildiğimiz cevaplar ve tesbitler:
*Samsat; tahıl ambarı olan bereketli ovası ve onlarca köyü baraj gölü altında kaldığı halde, barajdan hemen hemen hiç yararlanmayandır.
*Samsat; atalarının kemikleri su altında kaldıktan sonra, çil yavrusu gibi sağa sola savrulan, İl merkezi, Kâhta, Gölbaşı, Adana, Mersin, Antep Maraş ve Aydın’da kaybolandır.
*Samsat; Didimli ve Sökelilerin:“Buraya kuyruklu insanlar gelecekmiş. Tadımız tuzumuz kaçacak.„ diye horladıklarıdır.
*Samsat; Didim-Yeniköy’de taş yığınları arasında yapılan ambarsız, ahırsız, deposuz, kümessiz, pansiyon gibi küçücük mekânlarda yaşamaya zorlanandır.
*Samsat; gittiği yeni yerlerde ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü halde sesini çıkarmayan, hayata tutunmaya çalışandır.
*Samsat; barajla evlerinin başlarına yıkılmasından sonra, 2017 Martında ve 2018 Nisanında iki kez üst üste evleri başlarına yıkılandır.
*Samsat; karda, kışta, ayazda, tipide konteynırda ve çadırlarda çile çekendir.
*Samsat; Kazaya rıza gösteren, “Sabrın sonu selamet„diyendir.