Samsat ilçe olduktan sonra bir ilkokul ve onun karşısına da bir ortaokul yapılmıştı. Lise yoktu. Ortaokulu bitirenlerin çoğu lise öğrenimi yapamıyorlardı. Bunun için Adıyaman’a gitmek, iki üç kişi birleşerek bir ev kiralamak, yemekleri kendiniz yapmak, çamaşırları kendiniz yıkamak gibi maddi ve manevi külfetler gerekiyordu. O yüzden, liseye gidenler sayılı ve yetersizdi. Bu satırların yazarı da ortaokulda hem öğretmenlik hem de müdürlük yapmıştı. En son görevi sırasında (1976) mesaisini iyice bir lise açılışına ayırmıştı. O yıllarda fotokopi makinesi yoktu. Oturmuş; velilerin, muhtarların, belediye başkanının, partilerin ilçe başkanlarının ağzından, onlar adına dilekçeler yazarak teksir makinesindebir hayli çoğaltmıştı. Dersine girdiği sınıflarda dilekçeleri okuyor, açıklıyor ve öğrencilere ne yapmaları gerektiğini uzun uzun izah ediyordu. Merkezden ve köylerden gelen öğrenciler, aldıkları dilekçeleri velilerine götürüp imzalattıktan sonra kendisine teslim ediyorlardı. O da bu dilekçeleri onar gün aralıklarla peş peşe postaya verip Ankara’ya gönderiyordu. Ankara(Bakanlık) bu dilekçe yağmurundan bıkmış olmalı ki hiç beklemediği bir gün, vilayetten gelen bir yazıda, ekteki bakanlık oluruyla lisenin açılmasına izin veriliyordu.
Bu, çok güzel bir müjdeydi. Derhal hazırlıklara başlamıştı. Hemen Adıyaman’a giderek tabelacı Recep Koçak’a iki tane büyük okul tabelası siparişi vermişti: ‘’SAMSAT LİSESİ.’’Aynı gün Vali Nuri Erdem ile görüşerek kurdele kesimi sözünü ve tarihini almıştı. Ertesi gün de buğday başağı başlıklı bir davetiye bastırmış ve vali, milli eğitim müdürü dahil, ildeki davetlilere bizzat götürüp vermişti.
Açılış töreni çok mütevazı ve sakin olmuştu. Ortaokulun cümle kapısının basamaklı yüksek girişi sahne olarak düzenlenmişti. Burası vali, kaymakam, belediye başkanı ve diğer protokol için ayrılmıştı. Sandalyeler, masalar, sehpalarla bir yer düzenlenmişti. sehpalarla bir yer düzenlenmişti. Davul -zurna ile karşılanan vali ve protokolün yerlerine oturmalarından sonra hem sunucu hem de ev sahibi olarak kısa bir konuşma yapmış ve sözü vali beye bırakmıştı. Vali de bir yıldan beri gönderilen dilekçelerden, onların arka planından bahsettikten sonra sarılmış kurdele ilebağlanmış levhaları açmıştı. Açılan levhalar alkış eşliğinde yerlerine asılıp çay-pasta ikramından sonra tören sona ermişti.(1976) Lisenin ilk müdürü de doğal olarak kendisydi. Ancak kısa bir süre sonra ailesinin (eşinin) isteği üzerine tayin istemiş ve Adıyaman’a atanmıştı. Böylece tarihi Samsat’ta ilk lisenin açılış hayallerini gerçekleştirmiş, muradına ermişti. Kendisi ortaokulu, liseyi binbir zorlukla Adıyaman’da öğrenci evlerinde bitirmişse de sonraki kuşaklar, evlerinin önündeki okulları da lise öğrenimlerini yapacaklardı… Bu da azımsanacak bir güzellik değildi…