Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıOrhan SAMSATLIOĞLUESKİ SAMSAT'TA ÇAKIL BOSTANLARI [ Arama ]

ESKİ SAMSAT'TA ÇAKIL BOSTANLARI
Başlık ESKİ SAMSAT'TA ÇAKIL BOSTANLARI
Tarih 03.09.2018
Gönderen Editör

 

ESKİ SAMSAT'TA ÇAKIL BOSTANLARI

         Bir ara(1955'lerde) Fırat'ın suları iyice çekilmiş, orta yerinde nehri ikiye bölen bir ada meydana çıkmıştı. Adanın sınırları tam da yukarı Samsat'ın hizasında başlıyor, Aşağı Samsat Mahallesinin karşısında sonra eriyordu. İnce uzun bir ada. Birkaç yılda kendiliğinden yetişen ılgın ve yabani söğüt ağaçları her tarafını kaplamış, ormanımsı bir görünüm almıştı.

Adaya kuzeydoğu ucundan yürüyerek geçilebiliyordu. Suyun en sığ olduğu yer burasıydı. Kırk elli adımlık bir mesafeyi paçalarınızı dizlerinize kadar sıvayarak geçebiliyordunuz. Daha aşağılarda ada ile mesafeniz de artıyordu , derinlik de. Buradan da ancak yüzeerek geçebilirdiniz. İlk bir kaç yılda ada, sadece işe yaramaz at ve eşeklerin mekanıydı. Yaz ve bahar aylarında oraya bırakılır ve otlanarak kendilerine gelmeleri, yeniden toparlanmaları sağlanırdı.

Adanın Samsat'a bakan kıyıları boydan boya çakıl idi. Beş on metre eninde ve boydan boya (yukarıdan aşağıya) uzanan bu çakıllı kıyılar, yaz aylarında kavun, karpuz, salatalık, acur için ele geçmez yerlerdi. Bostan olarak değerlendirildiğinde muazzam ürünler elde edilebilirdi.

Burayı ilk keşfeden Ahmet Ağa(Aslan) idi. Zaten onun "çem" dediğimiz alüvyonlu toprakları da Fırat'ın kıyısındaydı. Gece gündüz o tarlarında, artezyenin veya santrifüj başında işçilere kumanda eder; pamuk, domates, biber, patlıcan, kavun, karpuz yetiştirirdi. Bir ara adaya geçmiş ve Samsat'a bakan çakıllı kıyısında küçük bir bölümde bostan denemesi yapmış, çok büyük bir randıman almıştı. Ertesi yıl, bunu diğer Samsat'lılarla paylaşarak nahiye çapında bir çakıl bostanı projesi başlatmıştı. Her yıl haziranın sonlarına doğru sular çekilip o çakıl kıyılar ortaya çıktığında adamları aracağılıyla herkese haber gönderir ve bostanlık yerler için kura çekileceğini duyururdu. Fırat ve Toprak aileleri bu duyuruya bilerek katılmazlardı.

Kura çekim günü, bir şenlik gibiydi. Kadın ve kızlar hariç, bostan ekmek isteyenler çoluk çocuk hep birlikte adaya geçer ve toplanırlardı. Biraz sonra Ahmet Ağa, yanında Mehmet Ateş ve Hacı Gökdemir ile beraber çıkar gelirdi. Bunlar, ellerindeki örkenlerle öüm yapacak, yer belirleyecek yardımcı elamanlardı. Önce, bostan yapmak isteyen ailelerin sayısı belirlenirdi. Ardından da bostanlık çakıl yerler ölçülür. Ekilebilen yerler, ailelere bölünerek her birinin payına düşen kısım kabaca tesbit edilirdi. Ardından da buralar birkaç sınır taşı ile dört çevreden işaretlenir ve numaralanırdı. Sıra kura çekimine (peşik) geldiğinde Mehmet Ateş; bütün ailelerin isimlerini yazar ve bir torbaya koyardı. Ahmet Ağa elindeki torbadan isim yazılı kağıtları birer birer çeker ve her isme, numaralı bir yeri vererek dağıtımı yapardı.  Bir süre sonra kuralar çekilmiş ve herkesin bostanlık yeri belirlenmiş olurdu.

Ondan sonraki günlerde hummalı bir faaliyer başlardı. Aileler çoluk çocuk, kadın erkek, kurada çıkan yerlerindeki büyük çakıl taşlarını toplar, komuşusuyla aralarına dizerek çakıldan birer doğal sınır oluştururlardı. Birkaç gün içinde parseller hazırlanmış, Samsat'tan kül, gübre,gerekiyorsa biraz toprak taşınır ve parsellerin içi bir güzel ekime hazırlanırdı. Bu arada gübrelere bez torbalar içinde gömülen tohumluk çekirdekler de filizlenmiş ve ekime (dikime) hazır hale gelmiş olurdu. Filizlenen çekirdeklerin ekiminden sonra işler tamamen biterdi. Artık ne sulamaya,ne de çapalamaya gerek yoktu. Bir ay sonrasında her türlü kavun, karpuz, salatalık ve acur istemediğiniz kadar ortaya çıkar ve hemen her gün torbalara sepetlere doldurularak evlere taşınırdı. Hepsinin gayet doğal bir o kadar da doyumsuz lezzetleri vardı. Özellikle karpuzlar, bostan bozumu sonrasında evlerin kilerinde uzun zaman saklanır ve kış boyunca bile tüketilirdi. Bu ziyafet, cömert Fırat'ın Samsat'a sunduğu bir özel ayrıcalık olarak uzun yıllar devam etmişti. O salatalıkların, o acurların tadı hala damağımızdadır dersek yeridir. Eminim o çakıl bostanları, orta yaş ve üstünde hemşehrilerimizin anılarını süslemeye hala devam etmektedirler...Hey gidi günler hey!... Nerede o çakıl bostanları?...

 

Oyu Puanı: 3 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 2 (0 Kayıtlı Üye 2 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri