Son mesaj - Gönderen: Editör - Çarşamba, 01 Şubat 2017 09:01
Bazı insanlar alçak gönüllüdür, bazıları da alçak olmaya gönüllüdür...
Köşe Yazıları

Köşe YazılarıDR. AHMET KIYMAZSİYASET ÜZERİNE [ Arama ]

SİYASET ÜZERİNE
Başlık SİYASET ÜZERİNE
Tarih 15.01.2018
Gönderen Editör

 

KUZEYHABER (ANKARA) GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ ADEM ORUÇ İLE PROF. DR. AHMET KIYMAZ ARASINDA YAPILAN SÖYLEŞİ  (10.01.2018)

 

AHMET KIYMAZ'LA "SİYASET ÜZERİNE" SÖYLEŞİ

 

A. ORUÇ:  Sayın Hocam, izniniz olursa, "SİYASET" kavramının içerdiği anlam üzerine söyleşimize başlayalım, istiyorum. Size göre, "SİYASET" ve "SİYASETÇİ" ne demektir?

A. KIYMAZ: "SİYASET" kavramı, "Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış" olarak tanımlanmaktadır. Bir başka deyişle, SİYASET, "Devleti idare etme sanatı" olarak görülmektedir. Bu yönüyle, siyasetin nitelikli ve samimi siyasetçilerin elinde bulunması önemlidir. Lâkin, Türk ve dünya tarihinde çoğu zaman siyasetin niteliksiz insanların elinde bulunduğu gerçeğine dikkat çekmek istiyorum. Bizim açımızdan bakacak olursak, yani Türk ve İslâm tarihi açısından siyasete ve siyasetçiye bakacak olursak, durum hemen hemen aynıdır.

Kişisel penceremden, örnek gösterilecek bazı zamanlar vardır ki, siyaset gerçek anlamda yansımasını bulmuştur. BUNLARIN BAŞINDA, HATEMÜL ENBİYA HAZ. MUHAMMED PEYGAMBERİMİZ DÖNEMİDİR Kİ, O DÖNEMDE SİYASET, GERÇEK ANLAMDA MİLLET VE DEVLET MENFAATİNE ORTAYA KONMUŞTUR. Siyasette LİDER çok önemlidir; liderle birlikte, liderin yakınında bulunan ekip arkadaşları da çok önemlidir. Nitekim, Peygamber Efendimiz'in yanında Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali gibi büyük şahsiyetler ve AŞERE-Yİ MÜBEŞŞİRE gibi ihlaslı sahabeler bulunmakta idi. Peygamber Efendimiz'in vefatı ile birlikte başlayan "DÖRT HALİFE" döneminde debreşen ve büyüyen fitnenin önüne geçilememesi, En Büyük Lider'in yokluğundandır. Dolayısıyla, lider ile ekip bütünleşmesi önemli görülmelidir.

Benzer durumları 2. Göktürk Devleti Hakanı Bilge Kağan döneminde de görmekteyiz. Yine, lidere bağlılık ve liderin yakın ekip arkadaşları Kültigin ve Tonyukuk gibi bilge insanları bir arada görüyoruz. Devleti yönetme ve millete müspet anlamda yön vermede plânlı iş bölümü anlayışı...

Anadolu'yu ikinci kez Türklere vatan yapan Malazgirt Meydan Muharabesi'ni kazanmamızdaki sır da yine bu anlayışta saklıdır. Sultan Alpaslan ve arkadaşlarının örnek duruşu... Hele hele, bir tarafından Akçakoca, Abdurrahman Gâzi, Konur Alp; diğer tarafında Turgut Alp, Gündüz Alp, Samsa Çavuş gibi can yoldaşlarının bulunduğu OSMAN GÂZİ DÖNEMİ de siyasetin milletin menfaatine yapıldığı örnek dönemlerden biridir.

Bana, "Hangi dönemde ve kimlerle yaşamak isterdin?" diye bir soru sorsalar; cevabım, şu olurdu: "İhlaslı bir sahabe olarak Peygamber Efendimiz'in dönemi ile Osman Gâzi'nin yaşadığı dönem."  Çünkü, bu dönemleri, siyasetin millet yararına yapıldığı en etkin dönemler olarak görmekteyim.

Osman Gâzi'nin siyasette başarılı olmasında, beyliğini devlet haline getirmesinde, adı geçen bu yiğitlerin bulunmasının yanı sıra, Ertuğrul Gâzi ve Şeyh Edebali gibi iki bilge insana da sırtını dayaması gelmektedir. Dursun Fakih, Baba İlyas, Şeyh Muhlis Baba, Şeyh Âşık Paşa, Şeyh Hasan Çelebi gibi manevî büyüklerin dua ve gayretleri de Osman Gâzi'nin avantajları arasındadır. Ancak böyle bir ekiple SİYASET, millet menfaatine yapılabilirdi.

Adem Bey, anlatmak istediğim şudur: lider ve ekibi var ise SİYASET yapılır. GENEL BAŞKANLIK MAKAMINA GELMİŞ, LÂKİN LİDERLİK ÖZELLİĞİ OLMAYAN VE LİYAKATLI NİTELİKLERDEN UZAK İNSANLARDAN KURULU EKİPLERLE SİYASET YAPILAMAZ; yapılırsa toplumsal sorunlar katmerleşerek artar ve milletin geleceği tehlikeye atılır. TÜRKİYE'DE MİLLET YARARINA SİYASET YAPACAK KİŞİNİN, HER ŞEYDEN ÖNCE YUKARIDA ÖRNEKLERİNİ VERDİĞİMİZ LİDERLERİMİZİ VE ONLARIN İDEALLERİNİ İDRAK ETMİŞ OLMALIDIR.

Yok ise, yok olur... Geçici varlığı, onu bir müddet avutabilir; lâkin, ebedî saadetten çok uzak olur, kanaatindeyim.

***

A. ORUÇ: Sayın KIYMAZ, bildiğiniz gibi MHP Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ, basına verdiği açıklamada önümüzdeki seçimlerde AK PARTİ'yi ve Sayın Cumhurbaşkanımızı destekleyeceklerini söyledi. Sayın BAHÇELİ, sizce, böyle bir kararı, nasıl ve niçin aldı?

A. KIYMAZ: Efendim, Sayın BAHÇELİ kanaatimce doğru bir karar almıştır. Bunun iki temel sebebi olabilir.

Birincisi, gelecekte istikrarlı bir devlet yönetimini benimsemesidir. Hepimizce malumdur ki, ülkemiz dar bir geçitten geçmektedir. İçeride ve dışarıda terör olayları etkisini hâlâ hissettirmektedir. Suriye başta olmak üzere bölgemizde Türkiye düşmanları durmak bilmemektedir. Son haftalarda Yunanistan'la Ege adalarının statüsü konusunda sorunlarımız artmış bulunmaktadır. İki hafta önce İran'da başlatılan isyan ve rejim karşıtı protestolar, nispeten durmuş gibi görünse de her an tekrar nüksedebilir. Uluslar arası küresel sermaye yöneticileri, ülkemizin iktisadî hayatının olumsuzlaşması yönündeki faaliyetleri de göz ardı edilemez, diye düşünüyorum. Ayrıca, önümüzdeki aylarda, ülkemiz aleyhinde yeni senaryoların da sahne bulması muhtemeldir.

Böyle bir ülke ve dünya ortamında, siyasîlerin MİLLÎ düşünmesi zorunlu hale gelmiştir. Dolayısıyla, Sayın BAHÇELİ de, bu temel düşünceden hareketle, Sayın Cumhurbaşkanı'nın desteklenmesi gerektiğine inanmaktadır ve kararını almıştır.

İkinci sebep olarak ise; MHP'nin ilk seçimlerde baraja takılma sorunu ile karşı karşıya kalma olasılığıdır. MHP, bağımsız olarak, tek başına seçime girdiğinde, gerçekten baraj altında kalır mı; doğrusu tahmin etmek zor. Lâkin, gözlemlediğim kadarıyla, MHP tabanında, özellikle İYİ Parti'ye önemli kaymalar söz konusu. Dedikodularla ve tahminlerle yorum yapmak, temel ölçüm olmamakla birlikte, kişisel gözlemlerim ve yapmış olduğum istişarelerle, MHP'nin oy kaybına uğradığı kanaatindeyim. Muhtemeldir ki, Sayın BAHÇELİ de, oy kaybını görüyor ve partisinin varlığının devamı için, AK PARTİ ile ittifak yapma gereği duyuyor, olabilir. Tabiî bunlar, sadece kanaat... Gerçek durum, sonraki aylarda ve özellikle seçimde kendini belli edecektir, diye düşünüyorum.

Son iki yıla yakın zamandır yazılarımda ve televizyon konuşmalarımda belirttiğim gibi, Sayın BAHÇELİ, ismine yakışır biçimde, devlet adamlığını yansıtmaktadır. Sayın ERDOĞAN'la birlikte olup, millî sorunlarımızla mücadele etmesinden dolayı, tarihimizin altın sayfalarında yer alacaktır, kanaatindeyim.

***

A. ORUÇ: Normal seçimler, 2019 Mart ve 2019 Kasım tarihlerinde olacak. Hükümet temsilcileri de erken seçim olmayacağını, seçimin normal tarihlerde olacağını söylemekteler. Peki, size göre seçimler normal tarihlerinde, yani 2019 yılında mı yapılır?

A. KIYMAZ: Aslında, "anormal toplumsal sorunlar" olmadığı müddetçe, her seçim plânlandığı tarihte olmalıdır. Demokrasi de bunu gerektirir; ben de seçimlerin 2019 yılında olmasını yeğlerim. Seçimlerin ne zaman yapılacağı konusunda kararı verecek olan yer, TBMM'dir. Sayın Cumhurbaşkanımız ve yakın ekibi de ülke yararını gözeterek seçimlerin, normal tarihlerde yapılacağını defalarca ifade etmişlerdir. Bununla birlikte, eğer erken seçim olacaksa, bununla ilgili kararın da büyük olasılıkla önümüzdeki 3 ay içinde alınacağını düşünüyorum. Nisan veya Mayıs ayı içinde, ortaya daha net bir tablo çıkabilir.

Kişisel kanaatime gelince; büyük olasılıkla da 2018 sonbaharında seçim yapılacaktır. Gerek genel, gerekse mahalli seçimler ister erken, ister normal zamanında, ne zaman yapılırsa yapılsın önemli olan nokta, adayların iyi seçilmesidir.

Öyle inanıyorum ki, önümüzdeki seçimlerde adaylar, hiç olmadığı kadar önemli görülecektir. Hangi parti olursa olsun; yöresinde, ilçesinde, ilinde insanların sevdiği MUTEBER VE MUTEMET İNSANLARI ADAY GÖSTERİRSE, seçimden zaferle çıkacaktır. RANTİYECİ, SADECE PARASI ÇOK, GENEL MERKEZLERDE GÖREVLİ YÖNETİCİLERİN AHBAPLARI ARASINDAN ADAYLAR SEÇİLİRSE, PARTİLER DE, ÜLKE DE KAYBETMEYE DEVAM EDECEK, DEMEKTİR. Bu nedenle, Meclis'in "Tercihli Seçim Sistemi"ne geçmesi kaçınılmaz görülmelidir. Geçmiş yılarda çoğu defa yapıldığı gibi, partilerin genel merkez kulislerinde veya göstermelik mülakatlarla aday seçimine gidilirse, herkesten önce bu yöntemi plânlayanlar, vebal altında kalır, inancındayım.

Yani, herkesin anlayacağı türden bir kere daha üzerine basa basa ifade etmeliyiz ki, parti genel merkezleri; meselâ, Ankara için 35 kişilik liste hazırlayıp, millete "Bu adayları seçmek zorundasınız.", dememeli... Her ilin, milletvekili sayısının en az iki katı adayı listeye koymalı; bu listedeki adaylardan hangi yarısının seçilmesi gerektiği millete bırakılmalıdır. MİLLÎ İRADE, BUNU GEREKTİRİR. ÖBÜR TÜRLÜ OLURSA, PARTİ GENEL MERKEZ İRADESİ, MİLLET İRADESİNİ YOK ETMİŞ SAYILIR.

***

A. ORUÇ: Özelde Pursaklar, genelde Ankara siyaseti hakkındaki düşünceleriniz neler?

A. KIYMAZ: Adem Bey, ilçe ve il düzeyinde siyasî analiz yapmak ölçüm olmamıştır. Bu nedenle, yerel düzeyde yorum yapmak istemiyorum. Çünkü, gerek teşkilâtlar, gerekse belediyeler açısından tanışık olduğum çok arkadaşım var. Zaten, isim vererek kanaatlerimi bildirmeyi de hiç sevmem. Yalnız, şunu belirtmek isterim:

Bütün siyasî parti teşkilâtlarında, ülke genelinde, Ankara'da ve ilçelerinde büyük bir hareket söz konusu. Pek çok partinin kongresi bitti veya bitmek üzere... Parti kongreleri ve yönetim kurullarına baktığımda, gözlemim şudur ki; HANGİ PARTİ OLURSA OLSUN, HALK TARAFINDAN ÇOK TUTULAN İNSANLARIN TEŞKİLÂTLARDA AZ OLDUĞU KANAATİNDEYİM. Sanki, sözüne ve özüne güvenilen, eskilerin deyimiyle "YED-İ EMİN" olabilecek nitelikteki insanlar, siyasetin dışında bırakılmak isteniyor gibi. Bir başka deyişle, sanki, toplumca beğenilen insanlar, kendilerini siyaset dışında tutmak istiyorlar... Artık, nasıl yorumlanabilir, okuyucuya bırakalım...

***

A. ORUÇ: Sayın KIYMAZ, açıklamalarınızdan şunu mu anlamalıyım? Milletin önüne gelecek ilk seçimde belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin, vekillerin seçilmesinde, adayın kim olduğu önemli olacak... Doğru mu ifade ettim, acaba?

A. KIYMAZ: Kesinlikle doğrudur. Her partinin karar alıcıları, aday seçiminde milletin değerleriyle bezenmiş, liyakatlı ve saygı duyulan insanları aday gösterirse kazanacaklar, demektir. Hangi parti, adayların tespitinde, milletin menfaatini öne alırsa, diğer partilerden daha çok destek bulacak anlamına gelir.

BU KONUYA DİKKAT EDECEK EN ÖNEMLİ KİŞİLER DE PARTİLERİN GENEL BAŞKANLARI OLACAKTIR. Çünkü, onlar isterse, "Tercihli Seçim sistemi" getirilir ve millet iradesi kazanır. Partilerin genel başkanları, "Tercihli Seçim Sistemi" ni istemezlerse, MİLLÎ İRADE YOK EDİLEREK MİLLETE RAĞMEN, MİLLET YÖNETİLMEYE DEVAM EDER. Böyle bir durum, arzu edilmez tabiî ki... Çünkü, yeni kaoslar, yeni toplumsal sorunlar oluşur; var olan sorunlar da katmerleşir. Yani, kaybeden millet olur.

***

A. ORUÇ: Değerli Hocam, KUZEYHABER gazetemizin davetini geri çevirmediğiniz ve söyleşimiz aracılığı ile okuyucularımızla düşüncelerinizi paylaştığınız için; şahsım, gazetem ve okuyucularımız adına, size çok teşekkür ederim.

A. KIYMAZ: Adem bey. ben de size ve gazeteniz çalışanlarına teşekkür ederim. Gayretli, fedakârca çalışmalarınızdan dolayı, sizi tebrik ederim.

Duam ve dileğim; feraset, basiret ve ihlas derecesi yüksek; milletle bütünleşen siyasetçiler milletimizin yöneticisi olsun. Kuzey Ankara ilçeleri başta olmak üzere, tüm Ankaralı hemşehrilerime sizler aracılığı ile selam ve saygılarımı sunarım.

*

Oyu Puanı: 4 - Ortalama: 5

Yorum Gönder Değerlendir
Yorumlar

Bilgiler
Burda 1175 Yazı Kayıtlı
Enfazla Bakılan: ESKİ SAMSAT’I ÖZLÜYORUM
Enfazla Değerlendirilen: FAHREDDİN AKTAŞ HAKK’A YÜRÜDÜ

Köşe Yazıları Bölgesini Gezen: 5 (0 Kayıtlı Üye 5 Ziyaretçi ve 0 Bilinmeyen Üye)
Görünen üyeler:


 
Samsat Haber @ Fahrettin ÇELİK

MKPortal ©2003-2008 mkportal.it

Haber Siteleri